“Türkiye’yi bekleyen tehlikeyi söylesem hakkımda soruşturma açarlar”

“Türkiye’yi bekleyen tehlikeyi söylesem hakkımda soruşturma açarlar”
- 2030 - 2035 yılında Türkiye'yi, şu anda söylesem belki de hakkımda soruşturma açılmasına sebep olabilecek konular bekliyor.
- Tarım yapanları bitiriyorsun ve bugün el açmış sağda solda 'Bize bakacak adam yok mu' diye geziniyorsun.
- Borçlanmanın sonu Osmanlı gibi işgal edilmektir
- Bunların beslendikleri tek damar Müslümanlık. Bakın 20 yıldır Türkiye'de yapılan uygulamaların vallahi İslam ile alakası yok, billahi İslam ile alakası yok.
- İnsanlar aç;  yok, 2053'ü hedef yapacaklarmış, yok dünya bizi kıskanıyor muş...
- Erdoğan’ın attığı her imzayı TBMM’ye getireceğiz

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş partisince Konya’da düzenlenen ‘Mevzu Ekonomi: Çözüm Milli Ekonomi Modeli’ programına katıldı.
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği programda Türk ekonomisinin sorunları ve çözümüne ilişkin sunumlar yapıldı.
Programın kapanış konuşmasını yapan BTP lideri dikkat çekici ifadeler kullandı.
“Portakal satıp fabrika yapan ülke bugün fabrikalarını satıp savaştaki ülkelerden buğday gelmesini bekliyor” diyen Hüseyin Baş, “Biz şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak buğday ithal ediyoruz. Burada nereyi ekseniz buğday çıkacak ama biz buğday ithal ediyoruz. Niye? Bu planlı, bu bilinçli... Benim babam atasözü kıvamında bir şey söyledi; silahsız savaşabilirsiniz, buğdaysız savaşamazsınız. Bizi kendi gıdasını dahi üretmeyen bir sınıfa sokuyorlar. Biz kendi gıdamızı üretemediğimizde ne olacak? Yarın gelecekler ve istedikleri gibi buraya çökebilecekler. Dolayısıyla ne eksen sana verim veren bu topraklarda uygulanan bu politika zulüm değil de nedir?” şeklinde konuştu. 

“Gıda krizi yok, çiftçiye destek vermemen var”

Gıda krizi söylemlerine de tepki gösteren Hüseyin Baş, “Gıda krizi yoktur. Çiftçi kardeşlerime soruyorum; siz toprağı ekseniz toprak size veriyor mu, veriyor. Biri gelip sana, ‘10 lira maliyetin var al sana 12 lira’ dese sana yetiyor mu, yetiyor. Kriz diye bir şey oluyor mu, olmuyor. Peki nerede kriz başlıyor? Sen toprağı ekiyorsun, 10 lira maliyetin oluyor ve birisi gelip 'al sana 8 lira' diyor.  2 lira zarar! Sen ertesi sene 'Ben bunu ekmeyeyim' diyorsun. Dolayısıyla gıda krizi yoktur, çiftçine destek vermemek vardır. Sen tarım yapabilecek nesiller yetiştirmiyorsun, tarım yapanları bitiriyorsun ve bugün el açmış sağda solda 'Bize bakacak adam yok mu' diye geziniyorsun. Bir gün soluğu Katar'da alıyorsun, bir gün soluğu Suud'ta alıyorsun...” dedi.

“Osmanlı topraklarını alacaklarına karşı haczettiler, Türkiye de aynı kaderi yaşıyor”

Türkiye’de kendi vatandaşını bitiren bir zihniyet olduğunu ve acilen bu zihniyetten kurtulmak gerektiğini belirten BTP lideri şöyle devam etti; “Eğer Türk milleti olarak bu kararı almaz isek bakın çok açık söylüyorum, 2030 yılında hadi bilemedin 2035 yılında, Türkiye'yi şuanda söylesem belki de hakkımda soruşturma açılmasına sebep olabilecek konular bekliyor. Bakın Osmanlı İmparatorluğu işgal edildiği için o duruma gelmemiştir. Ne olmuştur biliyor musunuz? Osmanlı İmparatorluğu uçan kuşa borçlanmıştır. Aynen Türkiye'nin son 20 yılında olduğu gibi, eğitimi bırakmıştır, vatandaşını bırakmıştır, bütün yabancı devletlere kapitülasyonlar vermiştir ki bugünkü adına biz özelleştirme diyoruz, her şeyini vermiştir satmıştır, her yere borçlanmıştır ve günün sonunda tahsilatçılar hacze geldiği gün 'biz işgal edildik' denmiştir. Aslında onun adı işgal değil haciz işlemidir. Adam devlette hiçbir şey üretilmediği için 'Ben artık senin topraklarını haczediyorum' demiştir. Osmanlı'nın yaşadığı kader budur. Bugün de Türkiye neredeyse tıpa tıp aynı kaderi yaşıyor. Yarın bize de haciz işlemleri başlatılırsa yapmamız gereken tek şey bir kurtuluş savaşı daha vermek olacaktır. Mehmet Akif ' Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın diyor ya, eğer bir daha istiklal marşı yazmak istemiyorsak artık bu devletin elden gittiğini anlayarak yarın hacze gelebilirler diyerek uyanıp Bağımsız Türkiye Partisi'ni iktidar etmenin vaktidir.”

Atatürk’ün gayreti, Haydar hocanın modeli

Konuşmasında enflasyon ve akaryakıt zamlarına da değinen Hüseyin Baş, iktidarın benzin Türkiye’de ucuz söylemlerine de cevap verdi ve şunları söyledi; “Doları 5 liradan alıp 17 liraya ben taşımadım. Sen doları 5 lirada tutsaydın bugün mazot 10 liraydı. Şu anda 30 liraya dayandı. İşte bu beceriksizliktir. Bu beceriksizlikten kurtulup kendi gücümüzü ortaya koyacağız, çalışacağız, gençlerimizi yetiştireceğiz, hayal kuran nesiller ortaya çıkaracağız. Hani Atatürk savaştan çıkmış bir ülke inşa edip bir Cumhuriyet ortaya koyuyor ve bu Cumhuriyet uçak üretip Belçika'ya ihraç ediyor. İşte Bağımsız Türkiye Partisi ne yapacak derseniz gayrette ve samimiyette Atatürk'ün yaptığını yapacağız, sistemde ve modelde de Haydar hocanın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacağız.”

“Dolar yılsonunda en az 23 lira”

Kira zamlarına getirilen yüzde 25 sınırı da BTP liderinin gündemindeydi. 
Baş, “Sen bu kadar beceriklisin o zaman bütün piyasayı yüzde 25'e sabitle. Niye kira? Hiç kimse yüzde 25'ten fazla zam yapamaz deseydin ve konu kapansaydı. Bakın sizi uyutuyorlar, sizi kandırıyorlar. TC Merkez Bankası'nın yılsonu dolar tahminini bilen var mı? Şu anda dolar 17 lira. Merkez Bankası'nın 2022 yılsonu için dolar tahminini 22 lira. Merkez Bankası'nın en ünlü olduğu konu şudur; Hiçbir tahmini tutturamaz! Geçmiş olaylar ispat ediyor ki,  yıl sonunda dolar 22 liranın kesin üstünde olacak. Hadi biz buna 23 lira diyelim, bu yüzde 30 civarı artış demek! Doların 23 liraya gideceği bir ortamda 'ben enflasyonu dizginleyeceğim' diyorsun. Bakın sizi kandırıyorlar. Enflasyonu düşürmeleri mümkün değil” dedi.

“Yapılanların İslam ile alakası yok”

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş konuşmasında şu dikkat çekici ifadeleri de kullandı; “Faiz haram, nas var diye diye faizi yüzde 14'te getirdiler.  Övündükleri şeye bak, yüzde 14 faiz veriyor ve ‘faizi düşürdük’ diyor. Yani bu kadar beceriksizlik ama size başka türlü pazarlanıyor. Geçen Cumhurbaşkanımız, 'Türkiye'de enflasyon yok, hayat pahalılığı var' diyor ve ben ekonomistim diyor. Bir de Cumhurbaşkanı olsaydı neler yaşayacaktık! Neyse… Biz 20 yıldan beri anlatırız, bunlar hiçbir şey bilmez, hiçbir şey yapamaz. Bunların beslendikleri tek bir damar vardır. O damar nedir? 'Biz Müslümanız!’ Bu nasıl bir Müslümanlık! Bakın 20 yıldır Türkiye'de yapılan uygulamaların vallahi İslam ile alakası yok, billahi İslam ile alakası yok.”

Vatandaşından nefret eden bir yönetim anlayışı

İktidarın, dövizdeki yükselişi ‘ihracatçımızı büyütüyoruz” şeklinde savunduğunu belirten BTP lideri, şöyle devam etti; “Yahu kaç tane ihracatçı var bu ülkede. Kaç tane ihracatçı için 84 milyonun 83 milyonu eziyet çekiyor. Şimdi Sayın bakanımız Nebati'ye çağrı yapıyorum; Sayın bakan siz ihracatçıyı bir kenara bırakın, vatandaşa verin bu imkânları, biz bütün ihracatçıları maaşa bağlayalım. Şu anda Türkiye öyle bir durumda ki; asgari ücret 4.250 lira. Bırak 4.250 lirayı iki katı olan 8.500 lirayla geçinmek mümkün mü? Kişi mutfağının masrafını karşılayamıyor. Bugün Türkiye'de açlık var açlık! Bu kadar vurdumduymaz, bu kadar umursuz, vatandaşından bu kadar nefret eden bir yönetim anlayışı olabilir mi! İnsanlar aç, insanlar fatura ödeyemiyor, insanlar kira ödeyemiyor, insanlar mutfaklarını dolduramıyor. Hakikaten bugün et yemeğini 3 ayda bir yiyen insanlar var, insanların mutfağına et girmiyor. Gıdadan yemekten bahsediyoruz. Yok, 2053'ü hedef yapacaklarmış, yok dünya bizi kıskanıyor muş... Bu masallarla, yok yerli duruş, yok milli duruş, Müslümanımız, dindarımız, şuyumuz, buyumuz diye adamları iktidar edip duruyorlar. Türkiye'de sağlam bir din eğitimine de ihtiyaç var. Çünkü ben okuduğum hiçbir kaynakta böyle bir din görmedim. Demek ki vatandaşımız ayıkacak ve gerçekten kendine ait olan, kendinden olan insanlarla birlikte hareket edip bu toplumu kurtaracağı bir pozisyon alacak. Bize düşen budur, bunu yapmak için biz yollardayız. İnanıyorum ki bu sefer büyük bir uyanış olacak. Bu uyanış bizim için hayati. Bütün zenginliklerimiz başkalarına peşkeş çekiliyor. Bütün yeraltı kaynaklarımız, madenlerimiz başkaları tarafından işletiliyor. Kuşatılmış bir Türkiye var ve başta söylediğim gibi yarın hacze gelirlerse Allah muhafaza biz bu bedeli ödeyecek durumda değiliz.”

KHK mağdurlarına cevap

KHK mağdurlarıyla ilgili kendisine çok soru geldiğini de ifade eden Hüseyin Baş, “Bağımsız Türkiye Partisi hiçbir zaman bir olaya, döneme ilişkin söylem gerçekleştirmemiştir. Bizim ortaya koyduğumuz çözümler sistematik çözümlerdir. Yargılayacağız, onu yapacağız, bunu yapacağız diyenler için de bu geçerlidir. Kardeşim ben yargı mıyım, yargıç olmaya mı bu ülkenin başına talip oluyorum. Biz yargıçlık için gitmiyoruz. Bakın Türkiye'deki bir büyük sorun da bu. Yargının işini siyasetle çözmeye çalışıyoruz hala. Mağdur da bunu istiyor, zalim de bunu istiyor. Yargı tarafsız ve bağımsız bırakılacak ve bu KHK mağdurlarının tamamı yargı eliyle birlikte haklarına kavuşacaktır” dedi.

“Erdoğan’ın imza attığı kararnameleri TBMM’ye getireceğiz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararnamelerine de değinen BTP lideri, “Bu ülkede şu anki Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın altına imza attığı hangi kararname varsa, - eğer bize iktidarı verirseniz- bunların tamamı TBMM'ye getirilecek ve Meclis tarafından tekrar gözden geçirilecektir. Ne yaptılarsa bunları geri getireceğiz, çünkü ne yaptılarsa yanlış yaptılar. Hüseyin Baş da bunlar ne yaptıysa tam tersini yapacak” dedi.

<“Türkiye’yi bekleyen tehlikeyi söylesem hakkımda soruşturma açarlar”