VakıfBank Kültür Yayınları, Latin Amerika edebiyatının Boom kuşağı yazarlarından Augusto Monterroso’nun “Kara Koyun ve Diğer Masallar” isimli kitabını Türkçe’de ilk kez yayımlıyor. Üçlemenin sonuncusu olan ve 40 öykünün yer aldığı bu kitapta, toplumsal düzendeki çarpıklıkları hicveden Monterroso, yaşadığı kültürün inceliklerini ortaya seriyor.
11-02-2021VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) yayımladığı “Kara Koyun ve Diğer Masallar”, Augusto Monterroso üçlemesinin son halkası olarak okurla buluşuyor. Latin Amerika edebiyatının keskin kalemlerinden Monterroso’nun bu kitabı, yazarın etkileyici ve ironik üslubunu bir kez daha ortaya koyuyor. Türkçe çevirisini Mehmet Sait Şener’in yaptığı kitapta, fabl ve masallar mecazi anlatımla iç içe geçiyor.
40 öykü ve göndermeler
Monterroso, birbirinden bağımsız olay dizilerine sahip sıra dışı konuları 40 kısa öyküde işliyor. Öykülerinde Antik Yunan, Pygmalion ve Homeros’a, Ulysses’e, edebiyatın tarihinin unutulmazları Kafka ile Gregor Samsa’ya gönderme yapıyor. Objeler, hayvanlar konuşuyor; ağustos böcekleri, aslan, baykuş, kartal ve tavşanlar mecazi anlatımda yer edinirken, öyküler bir mesaj ve toplum yapısını yansıtabiliyor.
Darbeler coğrafyasında edebiyat
Monterroso’nun yalnızca “Kara Koyun ve Diğer Masallar” kitabını anlamak için değil, diğer eserlerini, dil ile anlatım yapısını anlamak için Latin Amerika edebiyatında Boom etkisine yakından bakmak gerekiyor. Darbeler coğrafyası olarak da geçen Latin Amerika’da Márquez, Fuentes, Cortázar ve Llosa gibi önemli yazarlar, baskıcı rejimler karşısında dilin ve konu hatlarının tüm imkânlarını değerlendirdi. Darbe karşıtı yazarlar dolaylı anlatım, mizah ve ironi başta olmak üzere varoluşçu bir bakış açısıyla ortaya koyulan yepyeni anlatım yöntemleri geliştirdi. Monterroso da eserlerini böyle bir yapıda yazdı. Monterroso, “Devridaim” eserinde âşıklar ve mutsuzları yan yana getirdi, hikâye-deneme anlatısı sundu. “Kara Koyun ve Diğer Masallar”da ise “Toplu Eserler ve Diğer Hikâyeler”de yaptığı gibi farklılığını yansıttı.
Toplumsal sorunlar…
Kitaba da adını veren “Kara Koyun” öyküsünde, toplumsal yapı ile hayata bakışı tek potada eriten Monterroso, adeta rejim güçleri tarafından hayatlarını yitirenlerin sesi oluyor. “Kötülüğün Monoloğu” öyküsünde de yine toplumsal yaşamda sabitleşen iyilik ve kötülük anlayışını kurgusunun merkezine alan Monterroso, şu satırları kaydediyor: “Günlerden bir gün Kötülük İyilik ile yüz yüze geldi; onu yutarak aralarındaki anlamsız çekişmeye sonsuza dek son vermesine ramak kalmıştı ki, onun ufak tefek hâlini gördü ve şöyle düşündü: ‘Bu bir tuzak olmalı, zira çelimsiz görünen İyilik’i şuracıkta yutarsam, insanlar kötülük ettiğimi düşünür; bense utanç içinde kıvranırken İyilik fırsatı kaçırmayıp beni yutar, fakat bu sefer de insanlar onun iyilik ettiğini düşünürler, çünkü Kötülük’ün yaptığı kötüdür, İyilik’in yaptığı iyidir gibi sabit, basmakalıp zihniyetlerini değiştirmeleri zordur.’ Böylece İyilik bir kez daha paçayı kurtardı.”
Guatemalalı yazar Augusto Monterroso’nun “Kara Koyun ve Diğer Masallar”ı, kısa masal ve fabllarıyla Latin Amerika kültürüne dair ayrıntılar sunan özgün bir eser.
Augusto Monterroso kimdir?
Latin Amerika edebiyatında Gabriel García Márquez, Carlos Fuentes ve Julio Cortázar gibi Boom kuşağı yazarları arasında yer alan Augusto Monterroso, 21 Aralık 1921’de Guatemala’da dünyaya geldi. Honduras vatandaşı olarak hayatını sürdürdü. Ubico rejimine karşı 1944’te Meksika’ya sürgüne giden Monterroso, Bolivya ve Şili’de yaşadı. Monterroso, kısa öykülerinde kullandığı ironik ve mizahi üslubuyla tanındı, ünü Güney Amerika’ya yayıldı. Birçok edebiyat ödülünün de sahibi olan Monterroso, 7 Şubat 2003’te hayata veda etti. Monterroso’nun “Kara Koyun”, “Devridaim”, “Toplu Eserler ve Diğer Hikâyeler” isimli kitapları VBKY tarafından Türkçe’de ilk kez edebiyatseverlerle buluşturuldu.