O uçsuz bucaksız bir umman… Dal dalabilirsen… Kan kanabilirsen… Gerçek er kişi odur ki; o ummana dalıp inciler ve mercanlar bulan kişidir. Şairin deyişiyle "Gökyüzünde saman yolu benim olmalı / Dipsizlik gölünde inciler benim… İnanın sevgili okurlar, O'nun altın değeri vasfedilip anlatılamaz… Kalemin tutulup inlemesi, cümleler ve kelimelerin anlamsız kaldığı bir keyfiyettir O'nu anlatmak ve vasfetmek…
O'nu anlamaya ve anlatmaya çalıştığınızda, dost meclislerinde andığınızda, ya da bir eserini okuduğunuzda yeniden, daha bir yeniden âşık olursunuz O'na…
Aşkı, sevmeyi O'ndan öğrenmiştik. "Aşk, kulunun kalbinde zatını sevdirmesidir" derdi… Allah, Peygamber ve Ehl-i Beyt aşkının tam zirvesinde ve doruklarında idi. Tüm zerreleriyle Allah aşkı ile arı/duru bir halde idi… O'ndan alabilenler Allah'ın nisbet kokularını alırdı ve Allah'ın aşkına boyanırdı. Azeri Prof. Dr. Kumru hanımın betimlemesi ile "Allah O'nun hamurunu aşkı ile karmıştı…" Kaşları Bismillah, yüzü Beytullah'tı… Allah'ın öz nurundan yarattığı bir Allah sevgilisiydi, bir nur abidesiydi O… Tam da şairin dediği şekliyle; "Vallahi Kur'an'dır senin sözlerin / Yasin'i şeriftir iki gözlerin / İnna Fetehna güzel yüzlerin / Vezzuha inmiş halin üstüne…"
O, bir insanlık medeniyeti idi… Zamanın en görklü, en beyefendi, en nazik, en şık, en kibar, en üstün ahlaklı, en yüce, en güzel, hayatın her şubesinde en zirve, en ideal rol model insanıydı… Adalet ve hukuk adamıydı… İlmin zirve ve doruk noktalarında idi… En âlim geçineni dahi ilminin zekâtı etmezdi… "O, Allah nurunun cilvesindedir / Sedası Kur'an'ın şivesindedir / Adalet bir yüce dağ misalidir / Haydar, o dağların zirvesindedir…"
Dünyanın en cömert insanı idi… İdeallerinden bir tanesi de; "Türk yurdunun zenginler yurdu olmasıydı"… Dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'ni bunun için yazmış ve yüzlerce ülkede uygulatarak ispat etmişti… Ezilen ve sömürülen milletlerin "Baba"sı idi. "Seni sevmek bize farzdı vacipti / Ta elestü bezminde sevmiştim seni / Evliyalar sertacı, Resul goncası / Ey yüce insan, ey Baba Haydar…"
Kibarlar Otomotiv işyerinin açılışında kurdeleyi keserken şöyle dua etmişti yüce milleti için; "Yarabbi bu milletin her bir ferdine burada bulunan arabaların en son modellerini binmeyi nasip eyle…" Evet, sevgili okurlar, bu ne büyük bir gani gönüllülüktür ve bu nasıl büyük bir duadır. Yüce Türk milletinin zengin, ağa, paşa, bey, veren el olmasını istiyordu. Elveda fakirlik, merhaba zenginlik diyordu…
Her bir sözü, her bir konuşması hikmet yumağı gibiydi… Serlevha olacak binlerce sözü vardı. Onlardan bir tanesi de; "İnsan gönüldür gönül" sözü idi. Gönlün ta derinliklerine kadar nüfuz edip, gönül alan, gönülleri eyleyen, gönülleri buluşturan ve bir potada eriten en yüce gönüllü muhteşem, olağanüstü adamdı O…
Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt'tir diyerek tüm İslam âlemini kardeş kılan adamdı… O bu yönüyle Tevhidin merkezi ve BAŞkenti idi…
Hüseyin Baş merhum babalarının ete ve kemiğe bürünmüş 30 yaş hali gibi… O sanki bizimle, O dipdiri ve O hayatta… Hüseyin Başkan tüm zerreleriyle O'nu yaşıyor ve yaşatıyor bizlere… "Her dem yeni doğarız / Bizden kim usanası" dercesine…
Yapmış olduğu mana dolu konuşmasıyla bizleri Haydar Baş kucağında cem eden Hüseyin Başkan'a aşk olsun… Konuşmasının satır aralarını okuyanlar, var olsun…
Ne mutlu Türküm diyene… Ne mutlu Haydar Baş'ım diyene… Ne mutlu Hüseyin Baş'ım diyene…
Ne mutlu Hüseyin BAŞ'la var olana, yar olana…
17-04-2021