Güzel ülkemin güzel insanları...Öldüler...Ne hakkınız vardı benim güzel ülkemin güzel insanlarını öldürdünüz. Ne hakkınız vardı güzel ülkemin güzel insanlarını yaraladınız.? Ne hakkınız vardı güzel ülkemin güzel insanlarını korkuttunuz, tedirgin ettiniz, uykularını kaçırdınız? Hayır hiçbir hakkınız yoktu! Bu toprakların ekmeğini yediniz, suyunu içtiniz. Terör estirmeye hiçbir hakkınız yoktu!
Bu topraklar Yunus'ların, Mevlana'ların yetiştiği topraklardir. Bu topraklar insanların,bağımsızlıkları, şerefleri, namusları için savaştığı, seve seve canlarını verdikleri topraklardır. Biz başka insanlara benzemeyiz. Yüz yıl önce bir kurtuluş savaşı verdik,yokluklar ve yoksulluklar içinde...Toprağımızı kanları ile suladı haklarını ödeyemeyeceğimiz atalarımız, analarımız kağnılarla mermi taşıdı cephelere...Siz bizim kardeşliğimizi ve huzurumuzu bozamazsınız.
Yunus der ki:"İlim ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsin/ Ya nice okumaktır. "
Evet, bugün huzurumuzu kaçıranlar, kaçırmak isteyenlere alet olanlar kendilerini bilmeyenlerdir.Zaten kendini bilen Rabbini bilir. Rabbini bilen de karıncayı bile incitmekten çekinir. Bir karıncaya ulu nazarı vardır bu milletin... Bir gönül yıktın ise...diye başlar Yunus Emre. Sen binlerce gönül yıktın, tarumar ettin. Nerede kaldı insanlık?
Çağdaş bir Yunus Emre olan merhum Haydar Baş Hocamız:"İhtiyaçlar sınırlı, kaynaklar sınırsızdır " Tespitini yaptı bir ilim adamı olarak...Adil paylaşımdan, sosyal adaletten, Milli Ekonomi Modeli 'inden bahsetti.
Dünyada savaşmak için bir sebep yok. Hırslarımızı yenip, kaynakların adil dağılımını sağlamaya çalışmalıyız. Sevmeyi, saymayı ve paylaşmayı öğrenmeliyiz.Birbirimize öğretmeliyiz.Önce insan olmalıyız.